Tenis, sadece bir spor değil; aynı zamanda özgün stillerin sahneye çıktığı bir arena. Yıllardır kortlarda raket sallayan isimler yalnızca performanslarıyla değil, giyimleriyle de akıllara kazınıyorlar.
MAHİR CAN IŞIK
*: Bu yazı ilk olarak Kort Dergisi’nin 59. sayısında (Mayıs 2025) yayımlanmıştır.
Beyazın Asaleti ve Stilin Öncüleri
Tenis modasının kökeni aristokrasiye dayanır. 1800’lerin sonlarında İngiltere’de doğan bu spor, ilk yıllarında kadın ve erkek sporculara yepyeni bir moda kodu dayattı. Uzun beyaz elbiseler, pileli etekler, gömlek yakaları ve şapkalar, o yılların kort modasını tanımlıyordu. Wimbledon gibi turnuvalar hâlâ “tam beyaz” kuralını sürdürerek bu geleneği korumaya devam ediyor.
Moda denince akla gelen ilk tenisçilerden biri hiç kuşkusuz Serena Williams. Onun sadece raket kullanışı değil, korta adım attığında giydiği kıyafetler de hep gündem oldu. Tutu etekli elbisesi, catsuit tarzı tulumu ve capcanlı renkleriyle, kort modasında devrim yaptı. Rafael Nadal’ın kolsuz üstleri, Roger Federer’in klasik çizgileri ve Naomi Osaka’nın sokak stilini korta taşıyan tasarımları da bu evrimin güncel parçaları.

Biraz daha eskilere gidecek olursak, Andre Agassi kort içi tarzı ile 90’lar modasını, Bjorn Borg, düğmeleri açık gömlekleri ile kötü çocuk stilini, Arthur Ashe ise bugünün asetat / kemik gözlük modasının temellerini oluşturan oyunculardandır. Yannick Noah’nın futbol formalarını anımsatan maç kombinleri, Fred Perry’nin örgülü kazakları teniste stilin ikonik örnekleridir.
Federer ve On: Korttan Sokaklara Taşan Bir Birliktelik
Roger Federer’in kariyeri boyunca zarafet ve sadelikle özdeşleşmiş stili, emekliliğinin ardından da etkisini sürdürüyor. Federer, 2019 yılında İsviçre merkezli spor markası On ile iş birliğine giderek sadece marka elçisi değil, aynı zamanda yatırımcı ve kreatif ortak oldu. Bu birliktelikten doğan The Roger serisi, performans ile şehir şıklığını buluşturan ikonik modellerden biri hâline geldi.
Federer’in On ile ortaklığı sadece bir pazarlama hamlesi değil; tasarım süreçlerine doğrudan dahil olduğu, teknolojiyi ve estetiği harmanladığı özgün bir vizyonu temsil ediyor. Federer, geleneksel tenis ayakkabısı çizgilerini, günlük yaşama uygun şekilde yorumlayarak da yeni bir standart belirlemiş oldu.

Moda ve Spor Markalar: Birleşin!
Artık kortlarda yalnızca spor markaları değil, moda evleri de var. Lacoste, tenis geleneğinin köklü temsilcilerinden biri olarak hâlâ ön planda. Ancak son dönemde Nike, Adidas ve Fila gibi spor devlerinin yanı sıra Uniqlo, Ralph Lauren, Louis Vuitton ve Gucci gibi markaların etkisi de kortlara yansıdı. Coco Gauff’un genç stilini destekleyen modern tasarımlar, genç sporcuları moda dünyasının yeni yıldızları hâline getiriyor.

Tribünlerden Sokak Modasına
Tenis modası sadece kortta kalmıyor. Pileli etekler, polo yaka tişörtler ve sneaker’lar sokak modasının da vazgeçilmezi hâline geldi. “Tenniscore” olarak adlandırılan bu stil, özellikle sosyal medyada genç nesil tarafından oldukça benimsenmiş durumda. Hatta bir tenis raketine sahip olmayan biri bile baştan aşağı tenis stilinde gezebiliyor.
Kortlar artık sadece ter ve mücadele değil; aynı zamanda stil ve ifade alanı. Her turnuva, her sporcu kendi imzasını bırakıyor. Tenis modası, geçmişin zarafetini günümüzün dinamizmiyle buluşturuyor ve moda dünyasına bambaşka bir ilham kaynağı sunuyor.

