1. Anasayfa
  2. ATP

Altuğ Çelikbilek: “Hep daha fazlasını istiyorum!”

Altuğ Çelikbilek: “Hep daha fazlasını istiyorum!”
0

“Başarı ya da para için değil, keyif aldığım için tenis oynuyorum. Ayrıca doğru ekibi kurdum ve gelen her fırsatı kariyerim için bir basamak olarak gördüm. Sürekli daha fazla çalıştım, takımımı dinledim ve imkânsız gibi görünen durumlarda dahi umudumu kaybetmedim. Bu yönümü seviyorum ve zirve yolunda daha çok mesai harcamalıyım.”

RÖPORTAJ: SERDAR SÖZKESEN

Bu yıl kariyerinin en iyi dönemini geçiren ve ATP’de 170 numaraya kadar ilerleyip Türkiye 1 numarası olan Altuğ Çelikbilek’e göre başarısının sırrı profesyonel ekip kurmak ve yaptığı işten keyif almak… 25 yaşındaki Altuğ Çelikbilek, Türk tenisinde son dönemde yaptıkları ile birçok tenisçiye de ilham oldu ve adından sıklıkla söz ettirdi. Başarılı oyuncu, zirveye doğru adım adım gittiği yoldaki tecrübelerini, hedeflerini ve daha fazlasını anlattı…

Serdar Sözkesen: 2021’de fırtına gibi bir Altuğ ile karşı karşıyayız. 3 Challenger Finali’nden 2 şampiyonluk çıkardın. Ek olarak ilk kez Grand Slam’lerde eleme oynadın ve Davis Cup’ta da ülkemizi başarıyla temsil ettin. Peki sene başındaki hedeflerini gerçekleştirdiğine inanıyor musun?

Altuğ Çelikbilek: Seneye başlarken en önemli hedefim Grand Slam elemeleriydi. Öncelikle bu hedefimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Sezona beklentilerimi aşarak iyi bir giriş yaptım. Ve yıl boyunca sürekli üzerine koyarak geldim. Pozoblanco ve Porto’da Challenger şampiyonlukları yaşadım. Artık Grand Slam ana tabloları oynama hedefim var ve çalışmalarımı da bu yönde yapıyorum.

S.S.: 3 farklı zeminde slam’lerde olmak nasıl bir duyguydu? Ne tecrübeler edindin?
A.Ç.: Her zeminin, her Grand Slam’in farklı koşulları ve atmosferi var. Bunları görüp tecrübe etmek, seneye alacağım sonuçlara olumlu yansıyacağına eminim. Toprak ve çimde galibiyet çıkarabilmem güzeldi. Çünkü oyun karakterimin sert zeminde daha etkili olduğunu her fırsatta dile getiriyorum. Bu yüzden de özellikle ABD Açık ve Avustralya Açık’ta ileride daha iyi sonuçlar alabileceğimi düşünüyorum.

HER KONUDA DÜNYANIN GERİSİNDEYİZ

S.S.: Bu yıl 2 farklı kıtada 3 farklı Grand Slam görmüş biri olarak, Türk tenisi ile dünya tenisi arasında en belirgin farklar sence neler? Biz en çok neyi eksik yapıyoruz?

A.Ç.: Her konuda dünya tenisinin gerisindeyiz. Oyuncular olarak biz, antrenörlerimiz, var olan sistemimiz ve yönetimlerimiz… Bunun da normal olduğunu düşünüyorum. Tenis ülkesi olmadığımız için bazı sıkıntılar yaşıyoruz; fakat yavaş yavaş yeni yeni yatırımların gelmesiyle ve her yıl herkes kendini geliştirdiği sürece teniste belli bir seviyeye ulaşabiliriz.

Marsel İlhan, Çağla Büyükakçay ve Cem İlkel gibi sporcular çıkıp, Can Üner gibi antrenörler onları yetiştirip, efektif ve verimli federasyon –  kulüp yöneticileri gelmeye devam ederse bu insanlar bir sistem ve kültür oluşturup geleceğin temellerini her yıl daha sağlam oluşturabilir. Ancak bu şekilde Türk tenisi belirli bir ivme kazanabilir.

UMUDUMU HİÇBİR ZAMAN KAYBETMEDİM

S.S.: Peki Altuğ özellikle bu yıl neleri doğru yaptı da kısa zamanda zirveye doğru adım attı?

A.Ç.: Öncelikle yaptığım işten keyif aldım. Başarı ya da para için değil, keyif aldığım için bu işi yaptım. Ondan sonra doğru ekibi kurdum ve gelen her fırsatı kariyerim için bir basamak olarak gördüm. Sürekli daha fazla çalıştım, takımımı dinledim ve imkânsız gibi görünen durumlarda dahi umudumu kaybetmedim. Bu yönümü seviyorum ve zirve yolunda daha çok mesai harcamalıyım.

S.S.: Altuğ’un takımında bir değişiklik var mı? Kimlerle çalışıyorsun?

A.Ç.: Takımım bu sene genişledi. Menajerim Björn Kroll ile başlayan takım, daha sonra antrenörüm Tobias Hinzmann, daha sonra da kondisyonerim Cemal Şahin Ünal ve fizyoterapistim Nezahat Merve Herduran ile genişledi. Çok iyi bir takımım var ve bu sinerji ile çalışmalarımı daha keyifli bir şekilde sürdürüyorum.

CEM İLE REKABETİMİZ BİZE İYİ GELİYOR

S.S.: İspanya’daki Pozoblanco Challenger Finali’nde çok samimi bir arkadaşın olarak bildiğimiz Cem İlkel ile oynadın. Nasıl bir duygu ve psikoloji ile maça çıktın? Kaldı ki maç sonunda birbirinize sarılmanız da bir o kadar güzel bir kareydi…

A.Ç.: İnsanlar ilk kez belki o finalle gördü; ama biz Cem ile uzun süredir turda birbirimizi yukarı çekiyoruz. Aramızda rekabet var; ama bunu birbirimizi geriye çekmek değil, yukarı itmek için kullanıyoruz. Onun galibiyetleri beni, benim gelibiyetlerim onu mutlu ediyor ve hırslandırıyor.
Onunla oynadığımı final maçına çıkmadan önce hem mutlu hem de gergindim. Sonuçta kazanmak istediğin bir final vardı ve aynı şekilde kazanmasını istediğin bir arkadaşının olması da zordu. Ama ikimiz de sonuna kadar mücadelemizi verdik ve o gün iyi olan kazandı.

Büyük spor markalarında indirimler başladı… https://www.athleticzone.com.tr/ 

S.S.: Bu yıl en unutamadığın maç ya da sen de en fazla iz bırakan mücadelen hangisiydi?

A.Ç.: Uzak ara Cem ile İspanya’da oynadığım final mücadelesiydi… Sonuçta yıllardır birlikte yola çıktığın arkadaşınla final oynamak cok özeldi ve unutulmazdı. Ekranlardan siz de fark etmişsinizdir. Aynı saatlerde ikimiz de yarı final maçlarımızı oynuyorduk ve benim maçım erken bittiğinde hemen Cem’in maçını izlemek için onun kortuna doğru hareketlendim. Onunla oynamanın nasıl bir gurur kaynağı olacağının farkındaydım.

S.S.: 250 puanlık Singapur ve Stuttgart turnuvalarında elemelerden gelerek ana tablo oynadın. Eski dünya 10 numarası Lucas Pouille galibiyetin de var. Yine 250’lik turnuvaları kovalayacak mısın?

A.Ç.: Bu sene gerçekten de çok özel galibiyetler aldım. ATP turnuvalarında kendi seviyemi de görmüş oldum. Bu senenin sonuna kadar ATP 250 ve üstü turnuvalarda boy göstermek amacındayım. Indian Wells, Sofia Açık ve Antwerp’te elemelerde mücadele etmeyi ve gidebileceğim en üst noktaya ilerlemeyi düşünüyorum.

EN İYİSİNİ YAPMAK İÇİN VAR GÜCÜMLE ÇALIŞIYORUM

S.S.: 170 numara ile kariyer derecesi ve Türkiye 1 numarası gibi başarılarını da eklersek, bu yıl Altuğ’un senesi oldu diyebilir miyiz?

A.Ç.: Her sene benim senem oldu diyebilirim. Bu sene tabii ki de çok daha özeldi. Birçok ilke imza attım kendi kariyerim adına. Bu sene ayrıca ilk hedefim olan Grand Slam elemelerine çıktım. İstediğim her şey olumlu gelişti. Türk Milli Takımı’yla Davis Cup’ta play-off oynamaya hak kazandık. Türk tenisini en iyi şekilde temsil etmek için var gücümle çalışıyorum.

S.S.: Davis Cup demişken, maçları adeta yaşayarak oynadın. Özellikle Cem ile oynadığın çiftler maçında yerinde duramayan bir Altuğ izledik. Maç sonundaki sevinciniz de görülmeye değerdi. Davis Cup tecrübeni de bizimle paylaşır mısın?

A.Ç.: Davis Cup maçlarının atmosferi her zaman başka oluyor. Sonuçta ülkeniz ve takım arkadaşlarınız için mücadele ediyorsunuz. Letonya karşısında net bir galibiyet aldık. Özellikle çiftler maçı zor geçmesine rağmen takım olarak üstesinden iyi geldik. İlk seti kaybettik, ama Cem benden daha iyi oynuyordu. İkinci ve üçüncü sette ben de kendime geldim ve ikimiz enerjimizle maçı kazanmayı başardık. Maç sonunda Cem ile olan sevincimizi daha önceki Davis Cup maçlarında da tekrarlamıştık ve artık sanırım geleneksel oldu. Bu sevinç karesi, onunla oynayacağımız çiftler maçında da böyle devam edecek.

…………………………………………………

ALTUĞ ÇELİKBİLEK’İN EKİBİ

Hedef ATP’de ilk 100

BJORN KROLL
Altuğ’un Menajeri

Altuğ Çelikbilek’in yükselişinin en büyük nedeni, kritik noktalarda daha profesyonel hareket etmesi. ATP ve diğer turnuvalarda yanında olan antrenörü Tobias Hinzmann ile özellikle taktiksel anlamda büyük adım attı. Aynı zamanda fizyoterapisti ve atletik antrenörü ile takımımızı genişletip daha profesyonel çatıda toplandık.

Farklı şehirlerde antrenman yapıp, farklı rakiplerle idmanlar gerçekleştirerek sürekli onu geliştirdik. Hedefimiz onunla her daim profesyonel anlayışla çalışmak ve seviyeyi yüksek tutarak ATP’de ilk 100’e girmek. Şayet bir sakatlık yaşamaz ve bu şekilde çalışmaya devam ederse hedefe ulaşacağımıza inanıyorum.

Daha profesyonel, daha olgun…

TOBIAS HINZMANN
Altuğ’un Antrenörü

2021’de bir tenisçi olarak doğru yönde gelişmesinin iki ana nedeni var. İlk olarak tenise bakış açısının profesyonelleşmesi. Vücut gelişimini hızlandırmasına yardımcı olan iki kişiyi (Merve Herduran & Cemal Şahin Ünal) ekibine dahil etti ve şimdi vücudundan daha uzun süre daha fazlasını alabiliyor ve arka arkaya maçlar kazanabiliyor. Sonuçta vücuduna güvenebiliyor.

İkincisi, kortta neyi istediğini daha iyi biliyor ve bu konuda olgun. Rakibinin açıklarını bulup ona göre kararlar alıyor ve doğru zamanda doğru şutları kullanıyor. Ve en önemlisi kendinden daha emin. Artık en iyi oyuncuları yenebilecek kadar iyi seviyede olduğuna inanıyor. Açıkçası bu zihniyet onun yükselmesine ve tutarlı bir performans göstermesine yardımcı oldu.

Önünde çok iyi fırsat var

GAVIN HOPPER
Altuğ’un Antrenörü

Altuğ, 2009’da Enka’daki ilk yıllarımızdan beri gelişim programımızın bir parçası. Son 3 yılı çok faydalı geçti. Çünkü çok çalıştı ve tekniğini iyileştirerek seviyesini sürekli yükseltti. ATP sıralamasını 400’lerden 170’lere kadar çıkardı. Her daim gelişmeye olan bağlılığı, son zamanlardaki başarılarıyla sonuçlandı.

Bu denli göz önündeyken ve bunun için de çabalarken, gelecekte en iyi 100 ATP oyuncusundan biri olması için önünde çok iyi bir fırsat var. Türkiye, Altuğ Çelikbilek ve Cem İlkel’in birbirlerini zirveye ittiği için çok şanslı.

Meydan okumaları her zaman sever

BORA GERÇEKER
Altuğ’un Davis Cup Antrenörü

Altuğ, kortta her daim pozitif bir enerji verir. Antrenmanın kalitesini ve arkadaşlarının motivasyonunu hep arttırır. Meydan okumaları her zaman sever. Özellikle maç antrenmanlarına çok motive olur. Tenis antrenmanları kadar kondisyon antrenmanlarının da çok önemli olduğunun bilincindedir, o yüzden eksta çalışır.

Bir takım şeyleri değiştirmemiz gerekiyordu

CEMAL ŞAHİN ÜNAL
Altuğ’un Kondisyoneri

Altuğ ile sezon başında bir şeyleri değiştirmemiz gerektiğini defalarca konuşmuştuk. Bu yükselişimizin ve başarımızın sırrı, tamamen disiplinli ve programlı çalışmak. Sonuçta ne istediğimizi biliyoruz, hayallerimiz var ve bu yolda en doğru, en iyi şekilde çalışıyoruz. Umarım daha güzel başarılara hep beraber imza atacağız.

Altuğ profesyonel bir adım attı…

MERVE HERDURAN
Altuğ’un fizyoterapisti

Altuğ ile sezon başında Antalya Open’da geçirdiği yaralanma sonrası çalışmaya başladık. İlk ekip olma fikri burada oluştu, seviye yükseldikçe fizyoterapist ihtiyacı artıyor ve bedenini tanıyan birine ihtiyaç duyuyorsun. Altuğ bu konuda gayet profesyonel bir adım attı. Cemal Şahin Ünal (Kondisyoner) ve ben ekibine dahil olduk. Kısa zamanda hep beraber güzel bir ivme yakaladığımızı düşünüyorum ve umarım bu ivmeyi daha yukarılara taşırız. Multidisipliner çalışmak her zaman çok önemli. Bu ekiple çalışırken çok keyif alıyorum. Dinamik bir ekibiz ve umuyorum daha güzel şeyler başaracağız.

Aile olarak hep yanında durduk

KEMAL ÇELİKBİLEK
Altuğ’un Babası

Öncelikle Altuğ; planlama, organizasyon, doğru ekipman ve doğru teknik ekip ile yola çıkarak başarı sağladı. En önemlisi sevmek, çok çok çalışmak, emek vermek ve birçok şeyden fedakârlıkta bulunmak gibi görünse de bunlar bile bazen yeterli olmuyor. Sistemde ısrarla devam etmek, başarıya giden yolun olmazsa olmazı. Tabii ki bunu ne kadar başardığınız, kat ettiğiniz yolla doğru orantılı. Aile, kulüp, koç, federasyon ve sponsor desteği de unutulmamalı.

Biz aile olarak hep onun yanında olduk ve onu her zaman destekledik. Baskı kurmadan kendi yolunu bulmasına olanak sağladık ve her şeyden önemlisi bu işten zevk almasını öğrettik.

*: Bu röportaj ilke olarak, Kort Dergisi’nin 35’inci sayısında yayımlanmıştır. Kort Dergisi’ni Turkcell Dergilik ve Türk Telekom e-dergi uygulamaları üzerinden de indirebilirsiniz…

Bu Habere Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir