Bir tenis maçını sadece kimin daha iyi servis attığı ya da kimin daha çok winner vurduğu belirlemez. Gerçek savaş; kortun içinde değil, oyuncunun zihninde başlar.
Uzman Spor Psikoloğu Ece Ünlü
Novak Djokovic’in uzun süren rallilerde bir satranç ustası gibi sabretmesini ya da Iga Swiatek’in hatalı bir backhand sonrası bir nefesle kendini resetlemesini / yenilemeye çalışmasını izlerken fark etmiş olabilirsiniz: Odaklanmak, teknik kadar eğitilen geliştirilebilen bir beceridir.
Ve tenis gündemi tam da bu zihinsel güçle sarsılıyor. Carlos Alcaraz’ın oyun içindeki ritim dalgalanmaları… Jannik Sinner’ın soğukkanlılığıyla geldiği dünya birinciliği… Bu başarılar yalnızca fiziksel yetenek değil, “şu anda kalabilme” ustalığıdır.
Peki, Teniste Odaklanma Ne Demek?
Odaklanmak, sadece topa bakmak değildir. Bu; geçmişin hatalarına takılmadan, geleceğin sonucunu düşünmeden her vuruşta yeni bir başlangıç yapabilmektir. Maçta öne geçmenin sarhoşluğuna kapılmadan veya geri düşmenin ağırlığına saplanmadan, sadece bir sonraki adımı görebilme cesaretidir. Teniste bu yüzden en iyi vuruşlar, “unutulmuş” vuruşlardır. Aşırı düşünmeden, tereddüt etmeden gelen otomatik ama berrak anlar.

Kortta Odaklanmayı Güçlendiren Zihinsel Rutinler
Bugünün tempolu tenisinde, oyuncular sadece forehand çalışmaz; zihinlerini de antrenmanlara dahil ederler. İşte önerdiğim üç yaratıcı odaklanma rutini:
Rutinin Ritmi… Sinner servisten önce iki kez top sektirir, Nadal havlusuna gider. Senin de zihnini çağıran bir ritmin olmalı. Bir kelime, bir nefes, bir içsel niyet. Bunu tekrar ettikçe, bedenin de zihnin de kortta “evinde” hisseder.
Anahtar Kelime… Kendi iç sesini kodla. “Sakin”, “güçlü”, “şimdi”… Her puan sonrası sadece bu kelimeye odaklanmak, zihinsel dağınıklığı azaltır.
Korta Reset Noktası… Bir hata sonrası veya puan sonrası geriye yürü, raketi tutuşunu kontrol et ve tekrar başla. Bu fiziksel geri adım, zihinsel olarak yeniden başlama sinyali verir. Daha farklı çeşitli nefes alanları sporcuya göre oluşabilir. Önemli olan oyunuyla içselleştirmesidir.
Zihinsel Güç, Sadece Kazanmak İçin Değil
Odaklanmak, bir puanı kazanmak için değil, her puanda kendinle temasta kalmak içindir. Çünkü skor değil, tavır seni tanımlar. Senin asıl rakibin, skorboard değil; zihninde gezen şüphelerdir. Tenis, sadece bir raketi değil, zihnini de elinde tutma sanatıdır. Ve unutma: Top fileden her seferinde yeniden geçer.Sen de zihnindeki hataları, kaygıları ve geçmiş sayıları her seferinde geride bırakabilirsin. Yeter ki odak noktan dış dünya değil, iç denge olsun. Odakta kal. Zihinde kal. ‘Şimdi’ de kal…
*: Bu yazı ilk olarak Kort Dergisi’nin 59. sayısında (Mayıs 2025) yayımlanmıştır…
