1. Anasayfa
  2. KORT DERGİSİ

Nadal'sız bir Roland Garros hayal etmek!

Adıyla özdeşleşen Roland Garros'ta ilk kez yer alamayacak olan Rafael Nadal'ın durumunu Serdar Sözkesen kaleme aldı...

Nadal’sız bir Roland Garros hayal etmek!
0

SERDAR SÖZKESEN

  • Bu yazı, Rafael Nadal’ın Roland Garros’a katılamayacağını resmi olarak açıklamasından bir hafta önce kaleme alınmıştı. Bu yazı ilk olarak, Kort Dergisi’nin 45’inci sayısında yayımlanmıştır.

Nadal, Roland Garros’ta üst üste 18 yıl raket salladı. Ancak İspanyol yıldızın kariyerinin sonlarında yaşadığı sakatlık, tam olarak iyileşmeyecek olan hasarlı bir kalçası, onun Fransa’daki 112-3’lük rekorunu geliştirmesine engel olabilir. ATP ve WTA turlarında, Rafael Nadal’ın Paris’te ilk kez oynadığında ve şampiyon olduğunda henüz doğmamış oyuncular var.

ÇILGIN BİR ROLLER COASTER YOLCULUĞU

Nadal’sız Roland Garros, Mick Jagger’sız Rolling Stones gibi olurdu. Ketçapsız bir burger veya Golden Gate Köprüsü olmayan San Francisco gibi… Aklımızın onun orada olmadığını hayal etmesi çok zor! Yine de şu düşünceyi pekâla dillendirebiliriz: “Belki Rafa bir daha asla orada olmayacak; ama yine de bir diğer efsane, Novak Djokovic’i izleyebileceğiz. Alcaraz’ın başını çektiği genç adamlardan herhangi birinin onun yerini alıp alamayacağını göreceğiz.”

‘Büyük üçlü’ olarak bilinen Rafael Nadal, Novak Djokovic ve Roger Federer’in toplamda 64 Grand Slam şampiyonluğu var ve maalesef 30 yaş altı jenerasyon henüz onların ayaklarını slam’lerde kaydıramadı. Kaldı ki, 64 Grand Slam demek, tam 16 yıl demek! Araya Covid salgını dahi girse sonuç hiç değişmedi ve ‘Büyük Üçlü’ hep yenilmez noktada oldu.

Bu ayrıntı bile, Rafa’sız bir Roland Garros’un çılgın bir roller coaster yolculuğu olacağını gösteriyor. ATP’de ilk 10’dan sadece üçü Grand Slam şampiyonluğu kazandı: Novak Djokovic, Carlos Alcaraz ve Daniil Medvedev… Son ikisi birer tane slam zaferi elde edebildi ve Medvedev’in Roland Garros’un kırmızı kiline karşı nefretini bilmeyen yok sanırım. Djokovic için çok büyük bir fırsat var. Çünkü Nadal, Fransa’ya gelse bile sakatlığı tam geçmemiş olacak ve toprak zeminde tek bir maç yapmadan gelecek. Dolayısıyla Sırp raketin Grand Slam şampiyonluk sayısında ezeli rakibini geçebilmesi olası. Fakat Carlos Alcaraz gibi bir canavarın da sonsuz iştahı göz kamaştırıyor.

YENİ JENERASYONUN ŞANSI YÜKSELDİ

Rafael Nadal’ın Roland Garros’u tam 14 kez kazanması, gerçekten de doğaüstü bir olay ve bu turnuvayı açık dönemde 2’den fazla kazanan erkek raket sayısının sadece 3 olduğunu da belirtmek gerekiyor. (Björn Borg, Mats Wilander, Ivan Lendl)

Novak Djokovic’in Fransa’da elde ettiği 2 şampiyonluk, Nadal’ın ‘Kral’ olduğu yerde gerçekten de azımsanmaması gereken bir mucize. Bu yıl yine en büyük favorilerden biri olacağının şüphesi yok! Yine de Carlos Alcaraz, Holger Rune, Jannik Sinner gibi 22 yaş altı oyuncuların yanı sıra Stefanos Tsitsipas, Andrey Rublev gibi oyuncuların da toprak zemindeki bu görsel şölende isimlerini en üst sıralara yazdırabilme ihtimalleri var. Hepsinin bu fırsatı değerlendireceklerini düşünüyorum. Özellikle Alcaraz zaten ABD Açık’ı kazandı ve toprak zeminde de Barcelona – Madrid’in ardından Roland Garros’u da kazanabilecek seviyede…

DJOKOVIC’İN İŞTAHI KABARDI

30 yaş altındaki jenerasyonunun bir türlü slam’lerde elde edemedikleri başarılar, ‘Büyük Üçlü’nün işine geldi; ama artık bu oyuncuların daha fazla söz hakkı elde edeceklerine olan inanç daha fazla arttı. Rafa’nın kariyerinin sonunda yaşadığı sakatlıklar, Djokovic’in az turnuva oynayıp eskisine nazaran yenilmesinin ‘bir tık’ daha kolay olduğu bu günlerde her an her şey olabilir. Aralarında Stefanos Tsitsipas, Alexander Zverev, Casper Ruud ve Matteo Berrettini gibi oyuncuların daha önce Grand Slam Finali oynayarak şampiyon olmaya çok yaklaştıklarını biliyoruz. Hepsi sırasını bekledi ama o şanslarını değerlendiremedikleri için şimdi de alt jenerasyon onlar için büyük tehdit olmaya başladı. (Alcaraz – Rune – Sinner) Djokovic’in de varlığı bunlara eklenince işleri her zamankinden daha zor olacak…

HERKESTE BİR BASKI OLACAK

Rafael Nadal, Roland Garros’ta sadece 3 kez mağlup oldu. O yüzden onun varlığı dahi, tüm oyuncularda baskı yaratıyor. Bir diğer efsane Roger Federer dahi, sadece 1 kez şampiyon olabildiği Roland Garros’ta finalde karşılaştığı Robin Söderling maçı öncesinde, içinde bulunduğu baskıyı herkese şöyle ifade etmişti: “Burada kazanmak için tek şansım bu olabilir.”

Nadal’ın sakatlıklarla mücadelesi göz önüne alındığında, Novak Djokovic’in bir slam zaferi, ona tüm zamanların en fazla Grand Slam şampiyonu olma onurunu (şu an 22-22) kazandırabilir. Ancak Djokovic, son zamanlardaki istikrarsız oyunu ile baskı hissettiği turnuvalarda iyi sonuçlar alamadı. Yani makine, biraz yavaşladı…

2020 ABD Açık öncesinde Djokovic’in 17 Grand Slam şampiyonluğu vardı ve Federer ile Rafael Nadal’ın ise 20’şer slam zaferi bulunuyordu. Sırp oyuncu, ikisinin de yokluğunda çok büyük bir şansı tepip, sinirle hakeme attığı top sonrası ihraç edilmişti. Ertesi yıl, New York’ta yarasını sarmanın peşindeydi ama bu defa da Daniil Medvedev çıktı karşısına ve finalde set vermeden şampiyon olmuştu.

DOMINIC THIEM DEVAMINI GETİREMEDİ

Bu olaylar sanki uzak geçmişte yaşanmış gibi geliyor, çünkü bu oyun kesinlikle hızlı ilerliyor. Dominic Thiem, pekâla bu teşhisi doğrulayabilir. ‘Nadal’ın halefi’ olduğu teorisini ilerleterek, Covid’in belalı olduğu 2020 ABD Açık’ta ilk slam zaferini elde etti. Ne de olsa, Roland Garros’ta zaten iki kez final oynamış, kalan iki yılda da yarı finale kadar ilerlemişti. Thiem’in bu dört güzel Fransa deneyiminin üçünü Rafael Nadal’a karşı kaybettiğini de ekleyelim…

Ardından, 2021’in başlarında ciddi bir bilek yaralanması nedeniyle Dominic Thiem kenara çekildi ve o zamandan beri çıkış yaşamakta ve adını bizlere tekrar hatırlatma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Çünkü bugünlerde sıralamada 100 numaralara kadar geriledi. Dört yıl önce, Rafa tenisi bıraktığında ya da form olarak düştüğünde, Paris’te herkes Thiem’in kazanacağını düşünüyordu ama evdeki hesap çarşıya uymadı.

NADAL, FRANSA’DA OLACAK MI?

Nadal, 18 Ocak’ta Avustralya Açık ikinci turunda kaybettiği Mackenzie McDonald maçından bu yana resmi bir maça çıkmaması, kafalarda büyük bir soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. 4,5 ay sonra kortlara geri dönebilmek, toprak zeminde hiçbir maç oynamadan kendisini Fransa’nın toprağına bırakması hiçte kolay değil. Fakat konu Rafa olunca hiçbir şeyin imkansız olmadığını hatırlamak gerekiyor. Rekabet için, Roland Garros aşkı için onu bir kez daha bu eşsiz zeminde görmek istiyoruz, kendisi de çok istiyor…

Bu Habere Tepkiniz Ne Oldu?
  • 5
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir